İki Kore’nin Birleşmesi
Yazan: Joël Pommerat
Yöneten: Kemal Aydoğan
Çeviren: Mine Çerçi
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Piyano – Şarkı Düzenleme: Damla Pehlevan
Kontak Doğaçlama Çalışma: Dilan Yoğun
Oynayanlar: Neriman Uğur, Levent Tülek, Sedat Kalkavan, Asiye Dinçsoy, Reyhan Özdilek, Melek Ceylan, Damla Pehlevan
Asistanlar: Mesut Karakulak, Ayşe Sinem Kayır
Sahne Tasarımı Asistanı: Cansu Uygun
PROVA NOTLARI
“Prova notları, erkek ve kadın asistan tarafından iki ayrı şekilde tutulmaktadır.”
-kadın asistan
01.08.2023 – Erkek Asistanın Prova Günlüğü
Konuşulan tartışılan ama çözülemeyen bir problem daha. Toplumda kadına dayatılan
02.08.2023 – Kadın Asistanın Prova Günlüğü
Günaydın!
Bugün o gün, bugün düğün günüüü!! Isınmalardan sonra provaya geçiyoruz ve tüüüm günümüzü düğün epizodunu çalışmaya ayırıyoruz. Süresi hakkında bir fikir sahibi olabilmek için ham haliyle bir akışını aldığımız düğün bölümü, bende başlı başına bir oyun izlemişim hissi uyandııyor. Altı sayfalık metnin bende nasıl bütünlüklü bir oyun hissi yarattığını düşünürken ka’nın bölüme dair anlattıklarıyla dikkatimi ona yöneltiyorum: Düğün sahnesi kardeşler arasındaki paylaşım mücadelesidir, diyor. Yani erkeği nesne, kız kardeşleri ise özne olarak konumlandırıyoruz. Yalnız kardeşlerden biri var ki, Caroline, krizler geçirmesiyle; hasta olmasıyla biliniyor ailede. Bu neden oluyor, diyoruz. Belki hiç sevilmemiştir, belki aradığı ilgiyi bulamamıştır, kim bilir? Caroline’de bir şeyler eksik diyoruz. Belki diğerlerinde de eksiktir. Gerçi hepimizde bir şeyler eksik değil mi? Bülent Somay bu “eksik” hakkında şöyle diyor Bir Şeyler Eksik kitabında: “Eksik doldurulamaz, kapatılamaz, kamufle bile edilemez. Marifet eksikle birlikte yaşamasını öğrenmekte.”
Histerik kadından da bahsedelim biraz. Lacan’da Aşk kitabında (artık başka kitaplardan da alıntı yapmalıyım) histerik kadın; erkeğin ilgi duyduğu diğer kadını kendine örnek alır, kendinde eksik olanı bulmaya ve ona benzemeye çalışır. O kişiyi örnek almaya ve onun gibi olmaya dair bir çabası vardır. Bu bölümü izlerken bütün bunları da düşününce kimin neyi neden yaptığı aklımızda biraz daha oturuyor, bu durum psikanalizin sanatta kullanımı ve işlevi hakkında insanı düşünmeye itiyor.
Böylece haftayı ortaladık bile, günler su misali. Bu üç günde bütüün notlarda emeği geçen Sare Hanım’a teşekkürler <3 Yarın görüşmek üzere!
Günün Şarkısı: Mecbursun – Sertab Erener
** Aslında bu şarkıyı bugün hiç dinlemedik ama benim günlerdir aklımda dönüyor, bir de dinledikçe birkaç sözü bana düğün bölümünü hatırlattı geçenlerde.
-kadın asistan
02.08.2023 – Erkek Asistanın Prova Günlüğü
Çarşamba günü düğünümüz var. Tililili. Yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz hop ordayız.
Geldik düğünee…
Gelinle (Christelle), damat (Christian) Ferdi Özbeğen’den Gündüzüm Seninle şarkısıyla düğün dansını ederken ne olsun bizim Caroline düğünü basar. “Durun bu nikah kıyılamaz. Çünkü biz kardeşiz.” Kardeş kardeşe bunu yapar mı be. Küçüklüğünde daha mı az sevildin, daha mı az ilgi gördün be Caroline. Ebeveynlerimizde neyi arayıpta bulamıyoruz ? Anne veya Baba ile çocuk arasında ne yaşanıyorda durum buralara geliyor.Hasetle kıskançık arasındaki fark, belki de bir şeyden yoksun olmakla kendini o şeyden yoksun sanmak arasındaki farktır.”(Bir Şeyler Eksik, Bülent Somay, Metis) Bir taraftan döner Christian’a “Beni beni Caroline’i ni.” diye yüzüne yüzüne haykırır. Ne bahtsız çıktın Christelle ya. Uğraştığın yetmedi mi bu yaşa kadar. Çorap ile başlayan bu paylaşım kavgası bugünlere kadar geldi. Ama Caroline’de kızma. O Christian yok mu o Christian her şey onun başının altından çıkıyor mu acaba ? Yoksa paranoya hali mi ? Herkesin ağzında bir şarkı Caroline ‘Sevemez kimse seni beni seni sevdiğim kadar’ diye başlatırken, Christelle’den ‘Yine saçlarımda aklar’ arkasından Christian’da ‘Söyleme Bilmesinler’ diye başlarlar potporiye.
“Eğer sevilmeye çok ama çok ihtiyacımız varsa, sevilmeden yapamıyorsak, kendimizi bir cam gibi şeffaflaştırıp ortalık yere dökeceğiz demektir. O zaman sevilebilir ve sevimli olabiliriz. Ancak bu durumda da bizi arzulayacak bir allahın kulu çıkmayacaktır muhtemelen. Bu iki durumda da sorun kendimizi nesne olarak tasarlamamızda: Ya sevgiye ya da arzuya nesne olmak istiyoruz. Oysa arzulayan, seven ve tercihan ikisini birden yapan özneler olmak gibi bir seçeneğin olduğunu da akıldan çıkarmamalı. Bunu becerebildiğimizde ise, (kelimenin her iki anlamında da) bilen özneler olma şansımız doğabilir.
(Bir Şeyler Eksik, Bülent Somay, Metis)
Kırık Kalpler Durağı’nda inecek var. (Günün Şarkısı)
-Erkek Asistan
03.08.2023- Kadın Asistanın Prova Günlüğü
Selamlar!
Bugün çok hızlıyız, 4 bölümü prova ediyoruz. Her birine dair uzun uzun konuşuyoruz, düşünüyoruz, deniyoruz. Çalıştığımız ilk bölümde doktor, kadın ve adam arasındaki ilişkiden ve karakterlerin fiziksel özelliklerinden bahsediyoruz. Kadın babasının ölmesiyle oluşan boşluğu doktorla doldurmaya çalışıyor olabilir. Bu sahne ve oyunun genel atmosferini bir rüya hali gibi düşünelim, diyor ka. Gerçekte olmayan bu oyunda oluyor, gerçekte yan yana gelmeyecek insanlar burada yan yana geliyor. Yazar oyunun ana mekanını rüya olarak seçiyor, gerçeklikle değil duygunun oluşumuyla, varoluşuyla ilgileniyor.
Oyunu bir aşk mahkemesine benzetiyor ka, oynarkenki motivasyonumuzu düşünürken şöyle kurabiliriz diyor ve açıklıyor: Biz bir aşk mahkemesinde bazı olayları canlandıran bir ekibiz, topluma bu halleri göstermek ve toplumun bu konuları düşünmesini sağlamak üzerine bir amacımız var gibi düşünebiliriz. Aşk mahkemesi de neymiş diyecek olursak eğer, Fransa’nın Champagne bölgesindeki kontesin başlattığı bir uygulamaymış. Amacı ise aşk dünyasında nelerin beklendiğini ve nelerin zarif sayıldığını dikte etmek ve/veya düzenlemekmiş. Detaylarını merak edenler Lacan’da Aşk kitabına göz atabilir, az önceki cümle de oradan (Bruce Fink, 2019, Metis, s.255).
Efendim bunları konuşa konuşa devam ederken günün son epizodunu çalışıyoruz. Oğlunun savaşa gitmesiyle gurur duyan bir baba ve ona karşı çıkan bir annenin diyalogunu izliyoruz. Kadın dirimi adam ise ölümü savunuyor. Biri Eros’un diğeri ise Thanatos’un savunucusu. Bu şekilde düşününce bu diyalogun dinamiğini özetleyen bir alıntı geliyor aklıma Paul Verhaeghe’nin Yalnızlık Zamanında Aşk’ından: “ Thanatos, Eros’un ölümüdür. Thanatos birliği yok eder ve bütünün parçalara ayılmasına neden olur. “ (Axis Yayınları, 2023, s. 189).
Bugün sular gibi aktı geçti, bize paydos, yarın görüşürüz!
Günün şarkısı: Gemi – Ezginin Günlüğü
-Kadın asistan
03.08.23 – Erkek Asistanın Prova Günlüğü
Sayın mahkeme heyeti, değerli tanıklar aşk mahkemesine hoş geldiniz. Toplumun düşünme organlarını çalıştırmasını, konu üzerine konuşulup tartışmaya açılmasını talep ediyorum. Aşk’a ulaşmak için arzu gerekli midir? Aşık olmanın gereklilikleri nelerdir? Birine de aşık olabilir insan, bir şeye de aşık olabilir. Aşk sadece bir sevgili ilişkisi üzerinden mi gerçekleşir?
“Aşk, sahip olmadığınız bir şeyi vermektir.” demiş Lacan. Eee Lacan demişse bir bildiği vardır.
“Yüreğimde bir heyecan, duracak sanki inan, ümitsiz bir hayal gibi sarılıyorsun her an.” (Arzular Var Ya, Aysel Gürel)
Mahkemenin yargıcı Daniel, “Tanrı benim yargıcımdır.”(Daniel isminin anlamı) diyerek ağırlığını koyuyor mahkemeye.. Birini neye göre suçlar insan ?
Suçlamak ya da kesin yargıya varmak için neler gereklidir. Kesinliği olmayan konular üzerinden ön yargıya varma cüretkarlığını bu kadar kolay gösterebilir miyiz? Ebeveynlik her koşuldan bir maraz çıkarmak için yeterli bir durum sanırım.
“Şöminenin başında örgü ören anne, koltukta piposu ve gazetesiyle oturan baba ve vakti geldiğinde yatağına götürülen çocuk Bu fikri modası geçmiş fallokratik ataerkilliğin tipik bir ifadesi olarak bir kenara bırakmadan önce, belirli bir zamanın ürünü olarak kendini gösterme biçiminin dışında, bunun neye dayandığını araştırmakta fayda var.Lacan’ın Freud’u bu noktada yeniden yorumlaması, babayı dille özdeşleştirir. Doğada baba yoktur, sadece isimsiz yavrularıyla dişi hayvanlar vardır.” (Verhaeghe Paul, “Yalnızlık Zamanında Aşk”. 2023, Axis)
*Fallokratik: Androkrasi veya Fallokrasi, erkeklerin yönetimsel olarak egemen konumda olduğu toplumsal sistem.
-Erkek asistan
04.08.23 – Kadın Asistanın Prova Günlüğü
Selamlar,
Haftanın son gününden sesleniyoruz. Bugün oyunumuzun kalan epizotlarını da bitirdik. Çocuk bölümünün hafıza bölümüyle bir alakası var diyor ka, çcouk bölümünde aile kendi gerçek dışılığını kurmuş ancak bu gerçek olmayan anlar zamanla hafızasızlığa yol açar, diye ekliyor. Çift olmayı bilmeme hali var bu ikilide. Çift olmayı bir olmak birlik olmak sanıyorlar ama bu birlik iki bireyin yok olmasıyla ortaya çıkabiliyor ancak.
Sevgi yetmiyor’a geldiğimizde ise sevgi sahiden nasıl yetmeyebilir diye düşünerek kadın ve adam arasındaki dinamiği kurmaya başlıyoruz. Ve geçiyoruz hafıza bölümüne. Hafıza, oyunun adının geçtiği tek bölüm; çiftlerden birinin ciddi bir hafıza kaybı yaşaması ilişkilerini nasıl etkiler, bunu görüyoruz.
13. bölümü çalışırken çok eğleniyoruz, burayla ilgili henüz bir detay vermeyeceğim, daha sonraya sakladığım bölümlerden.
Vee hamile epizodunun ardından günü noktalıyoruz. Bugün aklımızda çokça soru ile ayrılıyoruz provadan: Aşk nedir, sevgi ne zaman yetmez, unutmak nelere yol açar?
Pazartesi görüşme üzere efenim. İyi hafta sonları!
Günün şarkısı: Aşk Eski Bir Yalan, Kamuran Akkor
Aşk eski bir yalan
Adem’le Havva’dan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dalan
Günün Kitap Alıntısı: Freud (1912/1957b) “Aşk Alanında Evrensel Değersizleştirme Eğilimi” yazısında kadınların cinsel nesnelerini değersizleştirmeye çok da ihtiyaç duymadığını söyler (s. 186). Bu duruma getirdiği tek açıklama, kadınların erkeklere aşırı değer biçmediği, yani onları zihinlerinde ideale, Meryem’e benzeyen figürlere dönüştürmediğidir.” (Bruce Fink, Lacan’da Aşk, Kolektif Kitap, s. 65)
04.08.23- Erkek Asistanın Prova Günlüğü
Ebeveyn olmadan önce veya olduktan sonra kimisi için çocuk iki kişi arasındaki bir bağlantı olmaktadır. Anne ve babanın çocuk üzerindeki etkisi ve planlaması o doğmadan önce başlar, yaşamlarının sonuna kadar devam eder. Bu durumun en doğru örneklerinden biri sanırım çocuk velayeti olabilir. Erkek ve kadın boşandıktan sonra eğer çocukları yok ise birbirlerini belki de sonsuza kadar görmeyebilirler. Ama ebeveyn sahibi olurlar ise ‘velayet’ aralarında bir köprü oluşturacaktır.
İletişim kurmak için illa bir bağlantı mı gereklidir? “Hani iki gönül bir olunca samanlık seyran oluyordu.”
Olmuyor anam olmuyor. Ne kadar sevsen de mutlu bir yaşam hayali kurmak istesen de gün geliyor ‘sevgi yetmiyor’, sevgide yetmiyor. Arzularımız ve dürtülerimiz başka şeyler istemeye başlıyor. İster ama insan be hep ister. Bugün de yettiremediklerimize içelim be.
Bazen anılarımız bize zarar verebilir ve hafıza bunları hatırlamak istemez ya da silinir, silinmesini de isteriz. “Hafızama aldım seni gönlüm dargın düşerse aklımdan kazırım seni.”
Hafta sonu nedeniyle yeni tanıklar, görgü tanıkları ve mahkeme heyeti ile duruşmanın tekrarlanmasına ve Pazartesi gününe ertelenmesine karar verilmiştir.
Günün Şarkısı: Bir Sevgi İstiyorum, Ferdi Özbeğen
Yılları durduracak
Güneşi doğduracak
Dünyamı dolduracak
Bir sevgi istiyorum
Deli gibi sevecek
Ömür boyu sürecek
Gözlerimde tütecek
Bir sevgi istiyorum
Günün Kitap Alıntsı
Kişinin bir başkası tarafından arzulandığı anda bundan kilometrelerce uzağa kaçması güçlü bir olasılıktır. İnsanların hem arzulamanmak istemesi hem de bundan olabildiğince kaçması oldukça tuhaftır: “Aslında beni istemiyor sadece bedenimle ilgileniyor”, “istediği şey ben değilim, benim paramın peşinde.” Birisi tarafından arzulanmak neden bizde bir kaçma isteğine sebep olur ?” Daha yakından bakıldığında, bunun esas olarak kara sevda bizi ötekinin arzusunun pasif nesnesine indirgediğinde gerçekleştiği görülür. Bazı sebeplerden ötürü bu indirgeme hem kadın hem de erkek için bir tehdittir. Bu, kadın ve erkek arasında fantazileri açısından yukarıda bahsedilen farklılıkların yanı sıra, cinsiyeti aşan temel bir benzerliğin de olduğu anlamına gelir. Herkes sevilmeyi talep eder ancak aynı zamanda ötekinin arzusunun pasif nesnesine indirgenmeyi tahammül edilemez bulur.
(Yalnızlık Zamanında Aşk, Paul Verhaeghe, Axis, 36)