İki Kore’nin Birleşmesi

Yazan: Joël Pommerat
Yöneten: Kemal Aydoğan
Çeviren: Mine Çerçi
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Piyano – Şarkı Düzenleme: Damla Pehlevan
Kontak Doğaçlama Çalışma: Dilan Yoğun
Oynayanlar: Neriman Uğur, Levent Tülek, Sedat Kalkavan, Asiye Dinçsoy, Reyhan Özdilek, Melek Ceylan, Damla Pehlevan
Asistanlar: Mesut Karakulak, Ayşe Sinem Kayır
Sahne Tasarımı Asistanı: Cansu Uygun

PROVA NOTLARI

“Prova notları, erkek ve kadın asistan tarafından iki ayrı şekilde tutulmaktadır.”

31.07.2023 – Kadın Asistanın Prova Günlüğü 
MERHABALAR!
Yaz demek prova demek, yeni sezon hazırlıkları demek. Bu vesileyle bugün yeni oyunumuz İki
Kore’nin Birleşmesi için saat 11’de toplanıyoruz. Tatil ardından enerjimiz ve üretmeye dair
hevesimiz yerinde, 12’ye kadar tanışıp kaynaştıktan sonra ısınma için Büyük Salon’un yolunu
tutuyoruz. Dilan eşliğinde bir saat kadar hareket egzersizleri yapıyor oyuncularımız. Bol
kahkahalı bir ısınma geçiriyoruz. Bazı egzersizler o kadar akışkan ki sanki dans ediyorlarmış
gibi görünüyorlar, izlemek büyük bir keyif. Sonrasında ise Damla ile ses çalışması başlıyor.
Diyafram nefesleri, egzersizler derken her oyuncumuz bir şarkıdan birer dörtlük söylüyor.
Neler dinliyoruz neler… Aldatıldık’lar, Çile Bülbülüm’ler… Ekipteki herkesin şarkı
söyleyebilmesine hem şaşırıyoruz hem çok seviniyoruz. Aman nazar değmesin 
14.25’te oturuyoruz masanın başına. Ka. prova ve sahne düzeni hakkında bilgilendirme
yaparak başlıyor. Oyun bir eşikte geçiyor diyor, bu sebeple de dar bir platformda oynayacağız
oyunumuzu. Trajik bir yanı olan ama zarif bir mizahı da olan bir metin çalıştığımızdan
bahsediyor. Oyuncularımızın işinin zor yanlarına değiniyor, 14 farklı hikâye var dolayısıyla her
bir karaktere ayrı bir öykü kurmalı oyuncularımız. Bu 14 hikâye barındıran metni de gerçeklik
üstünden değil hakikat üstünden çözümlemeliyiz, her detayını anlamalıyız ki anlatabilelim
diye de ekliyor. Bu noktada orijinal metne başvurmamız gerektiğinde ise Damla ve Reyhan
bize yardımcı olacak, şimdiden teşekkürler.
Veee okumaya başlıyoruz, uzuun bir okuma provası oluyor çünkü yazar kısacık hikayelere bile
koca hayatları sığdırmış. Lacan’ın aşka bakışından, karakterler arasındaki ilişkilerden,
kavgalardan bahsediyoruz. Bir epizot için Levent “1000 bölümlük pembe diziyi beş sayfaya
sığdırmış yazar!” diye çok haklı bir tespitte bulunuyor. Bazı bölümler bu şekildeyken
bazılarında da eksik olan bir şeyler var diyor oyunculardan birkaçı. Ka. ise bu eksikliğin oyunu
tartışma arzusunu tetikleyebileceğini söylüyor. Bu bana oyuna hazırlanırken okuduğumuz
kitaplardan biri olan Lacan’da Aşk’tan bir cümle hatırlatıyor: “Eksik yoksa arzu da yoktur.”
Bölümler hakkında uzun uzun konuşmak çok hoşumuza gidiyor, metne daha da sarılıp okuma
provamızı bitirdikten sonra 18.40’ta paydos diyip günü noktalıyoruz. Yarın görüşürüz!
Günün şarkısı: Aşkın Kanunu – Muazzez Ersoy
**Ses çalışmasından sonra tüm ekibin söylediği, Damla’nın piyanoyla eşlik ettiği bir şarkı
bugünün şarkısı. Aşkın kanununu bulabilecek miyiz, iki Kore’yi birleştirebilecek miyiz bilemem
ama bence açılışı bu şarkıyla yapmak çok hoş oldu.

-kadın asistan

31.07.2023 – Erkek Asistanın Prova Günlüğü    
Kimi zaman güleceğiz, kimi zaman melankoliye bağlayacağız. Ama tüm perde arkasındaki gizemlerine rağmen apaçık bir oyun oynayacağız. Evet her şey gözlerinizin önünde cereyan edecek. İnsanoğlu var olduğundan beri hallolmamış bir durumu konuşacağız. Peki ama nedir bu dediğinizi duyar gibiyim. Hep sanki ‘bir şeylerin eksik’ kaldığı ya da üzerine konuşulan,
tartışılan hiçbir zaman birbirine yetmeyen fakat hiçbir zaman kesin sonuca varılamayan şeylerden konuşacağız. “Eksik hep vardı. Hiçbir zaman tam, bütün olmadık. Doğduğumuz anda eksiktik zaten, kendisiyle bütün olduğumuz beden bizden koparılıp alınmıştı. Dünyayı görüp tanımaya, kendi “ben”liğimizi kurmaya başladığımız andan itibaren de hep bu eksikle
başa çıkmaya çalıştık. Yerleşik ya da bizi rahatsız etmeyecek hiçbir duruma yer vermeyeceğiz. Sabah Dilan’la ısınma sırasında fark ettiğim bir durumu da paylaşmak isterim sizlerle oyuncular birbirlerinin gözlerine baktığında bir yüzlerinde tebessüm oluşuyor. İnsan birinin gözlerine ‘gerçekten’ bakmaya gayret gösterdiğinde tarif edemediği bir duygu geçişleri oluyor. İletişim kurmanın ilk evresi sanırım ‘gerçekten’ bakmak ile başlıyor diye düşünüyorum. Gördüğün her neyse onun gerçekliğiyle yüzleşmek ve hissetmek. İnsan ilk aşık olduğunda da önce birbirlerinin gözlerine içine bakarlar. Sonra duygu geçişleri olur ve sonrasında hisler, duygular ortaya çıkar. Tamam tabi ki bunlar benim düşüncelerim kesin böyle olur demiyorum. Sahi ya sizce aşk nedir ? Bugün ve sonrasında da sık sık soracağımız ve üzerine konuşacağımız bir soru bu.
Günün Sorusu: Aşk gerçekten var mıdır ?
Günün Kitabı: Alenka Zupancic – Cinsellik Nedir ?
Günün Şarkısı: İspanyol Meyhanesi
-Erkek asistan
01.08.2023 – Kadın Asistanın Prova Günlüğü 
Günaydın!
Yazın son ayının ilk gününde saat 11’de sahnedeyiz. Önceki günün yorgunluğunu atıp zinde
bir şekilde provamıza başlıyoruz. Dilan’la hareket çalışması bugün daha çok partnerli
çalışmalar üzerinden ilerliyor. Bu esnada beyaz tahtaya ka. Lacan’da Aşk’ta geçen Lacan’ın üç
düzenini ve açıklamalarını yazarak oyunun temelini oluşturan terimleri hepimizin gözünün
önünde tutuyor. Tahtamızda aynen şunlar yazıyor: İmgesel olan özetle duyusal imgelerle,
öncelikle de benliğe ve ötekine ait görsel imgelerle ilişkilidir. Simgesel dil ve yapıyla alakalıdır.
Gerçek ise, bedende ve bedenin mümkün doyumlar düzleminde konumlanır.
Isınma provasının ardından ses nefese geçiliyor, Damla bu nefes egzersizlerinin temel
amacının bedeni rahatlatmak olduğunu söylüyor. Bugün yine Aşkın Kanunu söylüyor ekip
ama bu defa şarkıyı başka bir yorumla söylemenin yollarını arıyorlar. Bu farklı yorum
hepimizin çok hoşuna gidiyor, şarkının bize verdiği enerjiyle hız kesmeden provaya
başlıyoruz.
Boşanma bölümünün detayları hakkında konuşuyoruz. Oyuncuların oynadıkları karakterle
kendi fiziksel özelliklerinin bir alakası olmadığını söylüyor ka. Sıfırdan sorular soruyoruz
boşanma’daki kadın karakter için, fiziksel özelliklerini, jest mimiklerini tanımlamaya çalışırken
karakter yavaş yavaş canlanıyor tüm ekibin gözünde. Kadın’a yöneltilen soruların seyirciden
ya da herhangi birimizden gelmediği ne malum diyoruz ve Damla bir yere saklanıp oradan
söylüyor repliklerini.
Yemek arasından sonra tekrar sahneye döndüğümüzde oyuna dair gelen bir yorum beni çok
düşündürüyor: Bu oyundaki her bölüm başka oyunların çözüm noktalarının, en iyi yerlerinin
damıtılmasından oluşuyor gibi. Dördüncü bölüme kadar çalıştığımız günün diğer bir akılda
kalan tarafı ise ufak ufak hareket notlarının ortaya çıkması. Benim sanıyorum en sevdiğim
süreçler bunlar, sahnede hiçbir şey yokken oyuncuların varlığıyla yavaş yavaş canlanan oyun
atmosferini görmek beni her seferinde büyülüyor. Heyecanlı zamanlardayız!
Bu hafta genel olarak oyunun doğasını anlamaya çalışacağız. Bugünlük bizden bu kadar, yarın
görüşürüz!
Günün Şarkısı: İspanyol Meyhanesi – Nilüfer
**Isınmalarımız vazgeçilmez sonu, provaya aktardığımız enerjimizin bir kaynağı olan bir şarkı
bugünün şarkısı.
-kadın asistan


01.08.2023 – Erkek Asistanın Prova Günlüğü    

Konuşulan tartışılan ama çözülemeyen bir problem daha. Toplumda kadına dayatılan

kendilerince bazı görevler vardır. Onlarla uğraşılması isteniyor. Yaşam alanını kısıtladıkça
kısıtlıyor. “Kıpırdama, ellerini kaldır, patriyarka egemenliğine teslim ol. Sana ne söyleniyorsa
onu yap. Senin neyine aşk meşk işleri” diyor. Ne diyonuz siz heeyy! Hep bir özgürlük alanına
müdahale genç yaşta “şimdi zamanı mı, önce derslerine ver kendini” sonra “E artık
evlenmiyor musun?” biraz daha sonra “Bu yaşta yakışıyor mu?” yeter be ne diyonuz siz heyy!
Tamam ben sakinim dur. Dur tutma beni ! Hep bir eksiklik görmek istiyor toplum
utanmasalar kadın yoktur diyecekler. İnsan her yaşta her yerde ve istediği kişiyle yaşamı
tercih edebilir. Taam mı. Bir kez bak aynaya
Ömrümüz geçiyor,böyle gelmiş böyle, böyle gecer dünya, günlerimiz bitecek, bir gün saya
saya. (Fecri Ebcioğlu tarafından yazılan Böyle Gelmiş Böyle Gider şarkısından bir söz)
“Yapamayacaksınız, evcilleştiremeyeceksiniz.”
Napcan be ağlamayana meme yok. Benim olanı geri alırım ben aloo. Biraz da güzel şeylerden
konuşalım be. Hıh. Ne diyorsunuz ? Biraz aşk üzerine konuşalım mı ? Aşk güzel midir
gerçekten ? İnsan her şeye herkese aşık olabilir mi ? Aşk ortadan kalkınca paranoya mı ortaya
çıkar ? Aşk kesin olan bir şey midir? Var mıdır be bir kanunu ?
Ver müziği be ozaman
Günün müziği: Aşkın Kanunu
Günün Kitabı: Bir Şeyler Eksik
Erkek Asistan

02.08.2023 – Kadın Asistanın Prova Günlüğü 

Günaydın!

Bugün o gün, bugün düğün günüüü!! Isınmalardan sonra provaya geçiyoruz ve tüüüm günümüzü düğün epizodunu çalışmaya ayırıyoruz. Süresi hakkında bir fikir sahibi olabilmek için ham haliyle bir akışını aldığımız düğün bölümü, bende başlı başına bir oyun izlemişim hissi uyandııyor. Altı sayfalık metnin bende nasıl bütünlüklü bir oyun hissi yarattığını düşünürken ka’nın bölüme dair anlattıklarıyla dikkatimi ona yöneltiyorum: Düğün sahnesi kardeşler arasındaki paylaşım mücadelesidir, diyor. Yani erkeği nesne, kız kardeşleri ise özne olarak konumlandırıyoruz. Yalnız kardeşlerden biri var ki, Caroline, krizler geçirmesiyle; hasta olmasıyla biliniyor ailede. Bu neden oluyor, diyoruz. Belki hiç sevilmemiştir, belki aradığı ilgiyi bulamamıştır, kim bilir? Caroline’de bir şeyler eksik diyoruz. Belki diğerlerinde de eksiktir.  Gerçi hepimizde bir şeyler eksik değil mi? Bülent Somay bu “eksik” hakkında şöyle diyor Bir Şeyler Eksik kitabında: “Eksik doldurulamaz, kapatılamaz, kamufle bile edilemez. Marifet eksikle birlikte yaşamasını öğrenmekte.”

Histerik kadından da bahsedelim biraz. Lacan’da Aşk kitabında (artık başka kitaplardan da alıntı yapmalıyım) histerik kadın; erkeğin ilgi duyduğu diğer kadını kendine örnek alır, kendinde eksik olanı bulmaya ve ona benzemeye çalışır. O kişiyi örnek almaya ve onun gibi olmaya dair bir çabası vardır. Bu bölümü izlerken bütün bunları da düşününce kimin neyi neden yaptığı aklımızda biraz daha oturuyor, bu durum psikanalizin sanatta kullanımı ve işlevi hakkında insanı düşünmeye itiyor.

Böylece haftayı ortaladık bile, günler su misali. Bu üç günde bütüün notlarda emeği geçen Sare Hanım’a teşekkürler <3 Yarın görüşmek üzere!

Günün Şarkısı: Mecbursun – Sertab Erener

** Aslında bu şarkıyı bugün hiç dinlemedik ama benim günlerdir aklımda dönüyor, bir de dinledikçe birkaç sözü bana düğün bölümünü hatırlattı geçenlerde.

-kadın asistan

02.08.2023 – Erkek Asistanın Prova Günlüğü 

Çarşamba günü düğünümüz var. Tililili. Yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz hop ordayız.

Geldik düğünee…

Gelinle (Christelle), damat (Christian) Ferdi Özbeğen’den Gündüzüm Seninle şarkısıyla düğün dansını ederken ne olsun bizim Caroline düğünü basar. “Durun bu nikah kıyılamaz. Çünkü biz kardeşiz.” Kardeş kardeşe bunu yapar mı be. Küçüklüğünde daha mı az sevildin, daha mı az ilgi gördün be Caroline. Ebeveynlerimizde neyi arayıpta bulamıyoruz ? Anne veya Baba ile çocuk arasında ne yaşanıyorda durum buralara geliyor.Hasetle kıskançık arasındaki fark, belki de bir şeyden yoksun olmakla kendini o şeyden yoksun sanmak arasındaki farktır.”(Bir Şeyler Eksik, Bülent Somay, Metis) Bir taraftan döner Christian’a “Beni beni Caroline’i ni.” diye yüzüne yüzüne haykırır. Ne bahtsız çıktın Christelle ya. Uğraştığın yetmedi mi bu yaşa kadar. Çorap ile başlayan bu paylaşım kavgası bugünlere kadar geldi. Ama Caroline’de kızma. O Christian yok mu o Christian her şey onun başının altından çıkıyor mu acaba ? Yoksa paranoya hali mi ? Herkesin ağzında bir şarkı Caroline ‘Sevemez kimse seni beni seni sevdiğim kadar’ diye başlatırken, Christelle’den ‘Yine saçlarımda aklar’ arkasından Christian’da ‘Söyleme Bilmesinler’ diye başlarlar potporiye.

“Eğer sevilmeye çok ama çok ihtiyacımız varsa, sevilmeden yapamıyorsak, kendimizi bir cam gibi şeffaflaştırıp ortalık yere dökeceğiz demektir. O zaman sevilebilir ve sevimli olabiliriz. Ancak bu durumda da bizi arzulayacak bir allahın kulu çıkmayacaktır muhtemelen. Bu iki durumda da sorun kendimizi nesne olarak tasarlamamızda: Ya sevgiye ya da arzuya nesne olmak istiyoruz. Oysa arzulayan, seven ve tercihan ikisini birden yapan özneler olmak gibi bir seçeneğin olduğunu da akıldan çıkarmamalı. Bunu becerebildiğimizde ise, (kelimenin her iki anlamında da) bilen özneler olma şansımız doğabilir.

(Bir Şeyler Eksik, Bülent Somay, Metis)

 Kırık Kalpler Durağı’nda inecek var. (Günün Şarkısı)

-Erkek Asistan

03.08.2023- Kadın Asistanın Prova Günlüğü 

Selamlar!

Bugün çok hızlıyız, 4 bölümü prova ediyoruz. Her birine dair uzun uzun konuşuyoruz, düşünüyoruz, deniyoruz. Çalıştığımız ilk bölümde doktor, kadın ve adam arasındaki ilişkiden ve karakterlerin fiziksel özelliklerinden bahsediyoruz.  Kadın babasının ölmesiyle oluşan boşluğu doktorla doldurmaya çalışıyor olabilir. Bu sahne ve oyunun genel atmosferini bir rüya hali gibi düşünelim, diyor ka. Gerçekte olmayan bu oyunda oluyor, gerçekte yan yana gelmeyecek insanlar burada yan yana geliyor. Yazar oyunun ana mekanını rüya olarak seçiyor, gerçeklikle değil duygunun oluşumuyla, varoluşuyla ilgileniyor.

 

Oyunu bir aşk mahkemesine benzetiyor ka, oynarkenki motivasyonumuzu düşünürken şöyle kurabiliriz diyor ve açıklıyor: Biz bir aşk mahkemesinde bazı olayları canlandıran bir ekibiz, topluma bu halleri göstermek ve toplumun bu konuları düşünmesini sağlamak üzerine bir amacımız var gibi düşünebiliriz.  Aşk mahkemesi de neymiş diyecek olursak eğer, Fransa’nın Champagne bölgesindeki kontesin başlattığı bir uygulamaymış. Amacı ise aşk dünyasında nelerin beklendiğini ve nelerin zarif sayıldığını dikte etmek ve/veya düzenlemekmiş. Detaylarını merak edenler Lacan’da Aşk kitabına göz atabilir, az önceki cümle de oradan (Bruce Fink, 2019, Metis, s.255).

 

Efendim bunları konuşa konuşa devam ederken günün son epizodunu çalışıyoruz. Oğlunun savaşa gitmesiyle gurur duyan bir baba ve ona karşı çıkan bir annenin diyalogunu izliyoruz. Kadın dirimi adam ise ölümü savunuyor. Biri Eros’un diğeri ise Thanatos’un savunucusu. Bu şekilde düşününce bu diyalogun dinamiğini özetleyen bir alıntı geliyor aklıma Paul Verhaeghe’nin Yalnızlık Zamanında Aşk’ından: “ Thanatos, Eros’un ölümüdür. Thanatos birliği yok eder ve bütünün parçalara ayılmasına neden olur. “ (Axis Yayınları, 2023, s. 189).

 

Bugün sular gibi aktı geçti, bize paydos, yarın görüşürüz!

Günün şarkısı: Gemi – Ezginin Günlüğü

 -Kadın asistan

03.08.23 – Erkek Asistanın Prova Günlüğü    

Sayın mahkeme heyeti, değerli tanıklar aşk mahkemesine hoş geldiniz. Toplumun düşünme organlarını çalıştırmasını, konu üzerine konuşulup tartışmaya açılmasını talep ediyorum. Aşk’a ulaşmak için arzu gerekli midir? Aşık olmanın gereklilikleri nelerdir? Birine de aşık olabilir insan, bir şeye de aşık olabilir. Aşk sadece bir sevgili ilişkisi üzerinden mi gerçekleşir?

“Aşk, sahip olmadığınız bir şeyi vermektir.” demiş Lacan. Eee Lacan demişse bir bildiği vardır.

“Yüreğimde bir heyecan, duracak sanki inan, ümitsiz bir hayal gibi sarılıyorsun her an.” (Arzular Var Ya, Aysel Gürel)

 

Mahkemenin yargıcı Daniel, “Tanrı benim yargıcımdır.”(Daniel isminin anlamı) diyerek ağırlığını koyuyor mahkemeye.. Birini neye göre suçlar insan ?

Suçlamak ya da kesin yargıya varmak için neler gereklidir. Kesinliği olmayan konular üzerinden ön yargıya varma cüretkarlığını bu kadar kolay gösterebilir miyiz? Ebeveynlik her koşuldan bir maraz çıkarmak için yeterli bir durum sanırım.

 

“Şöminenin başında örgü ören anne, koltukta piposu ve gazetesiyle oturan baba ve vakti geldiğinde yatağına götürülen çocuk Bu fikri modası geçmiş fallokratik ataerkilliğin tipik bir ifadesi olarak bir kenara bırakmadan önce, belirli bir zamanın ürünü olarak kendini gösterme biçiminin dışında, bunun neye dayandığını araştırmakta fayda var.Lacan’ın Freud’u bu noktada yeniden yorumlaması, babayı dille özdeşleştirir. Doğada baba yoktur, sadece isimsiz yavrularıyla dişi hayvanlar vardır.” (Verhaeghe Paul, “Yalnızlık Zamanında Aşk”. 2023, Axis)

*Fallokratik: Androkrasi veya Fallokrasi, erkeklerin yönetimsel olarak egemen konumda olduğu toplumsal sistem.

-Erkek asistan

 

04.08.23 – Kadın Asistanın Prova Günlüğü                                                    

 

Selamlar, 

Haftanın son gününden sesleniyoruz. Bugün oyunumuzun kalan epizotlarını da bitirdik. Çocuk bölümünün hafıza bölümüyle bir alakası var diyor ka, çcouk bölümünde aile kendi gerçek dışılığını kurmuş ancak bu gerçek olmayan anlar zamanla hafızasızlığa yol açar, diye ekliyor. Çift olmayı bilmeme hali var bu ikilide. Çift olmayı bir olmak birlik olmak sanıyorlar ama bu birlik iki bireyin yok olmasıyla ortaya çıkabiliyor ancak. 

Sevgi yetmiyor’a geldiğimizde ise sevgi sahiden nasıl yetmeyebilir diye düşünerek kadın ve adam arasındaki dinamiği kurmaya başlıyoruz. Ve geçiyoruz hafıza bölümüne. Hafıza, oyunun adının geçtiği tek bölüm; çiftlerden birinin ciddi bir hafıza kaybı yaşaması ilişkilerini nasıl etkiler, bunu görüyoruz. 

13. bölümü çalışırken çok eğleniyoruz, burayla ilgili henüz bir detay vermeyeceğim, daha sonraya sakladığım bölümlerden. 

Vee hamile epizodunun ardından günü noktalıyoruz. Bugün aklımızda çokça soru ile ayrılıyoruz provadan: Aşk nedir, sevgi ne zaman yetmez, unutmak nelere yol açar? 

 

Pazartesi görüşme üzere efenim. İyi hafta sonları! 

 

Günün şarkısı: Aşk Eski Bir Yalan, Kamuran Akkor 

            

Aşk eski bir yalan

Adem’le Havva’dan kalan 

Aşk eski bir yalan

Hayatıma dalan

 

 Günün Kitap Alıntısı: Freud (1912/1957b) “Aşk Alanında Evrensel Değersizleştirme Eğilimi” yazısında kadınların cinsel nesnelerini değersizleştirmeye çok da ihtiyaç duymadığını söyler (s. 186). Bu duruma getirdiği tek açıklama, kadınların erkeklere aşırı değer biçmediği, yani onları zihinlerinde ideale, Meryem’e benzeyen figürlere dönüştürmediğidir.”  (Bruce Fink, Lacan’da Aşk, Kolektif Kitap, s. 65) 

 

 

 

04.08.23- Erkek Asistanın Prova Günlüğü                                                  

Ebeveyn olmadan önce veya olduktan sonra kimisi için çocuk iki kişi arasındaki bir bağlantı olmaktadır. Anne ve babanın çocuk üzerindeki etkisi ve planlaması o doğmadan önce başlar, yaşamlarının sonuna kadar devam eder. Bu durumun en doğru örneklerinden biri sanırım çocuk velayeti olabilir. Erkek ve kadın boşandıktan sonra eğer çocukları yok ise birbirlerini belki de sonsuza kadar görmeyebilirler. Ama ebeveyn sahibi olurlar ise ‘velayet’ aralarında bir köprü oluşturacaktır.

İletişim kurmak için illa bir bağlantı mı gereklidir? “Hani iki gönül bir olunca samanlık seyran oluyordu.”

Olmuyor anam olmuyor. Ne kadar sevsen de mutlu bir yaşam hayali kurmak istesen de gün geliyor ‘sevgi yetmiyor’, sevgide yetmiyor. Arzularımız ve dürtülerimiz başka şeyler istemeye başlıyor. İster ama insan be hep ister. Bugün de yettiremediklerimize içelim be.

Bazen anılarımız bize zarar verebilir ve hafıza bunları hatırlamak istemez ya da silinir, silinmesini de isteriz. “Hafızama aldım seni gönlüm dargın düşerse aklımdan kazırım seni.” 

Hafta sonu nedeniyle yeni tanıklar, görgü tanıkları ve mahkeme heyeti ile duruşmanın tekrarlanmasına ve Pazartesi gününe ertelenmesine karar verilmiştir.

Günün Şarkısı: Bir Sevgi İstiyorum, Ferdi Özbeğen

Yılları durduracak
Güneşi doğduracak
Dünyamı dolduracak
Bir sevgi istiyorum

Deli gibi sevecek 
Ömür boyu sürecek 
Gözlerimde tütecek 
Bir sevgi istiyorum

Günün Kitap Alıntsı

Kişinin bir başkası tarafından arzulandığı anda bundan kilometrelerce uzağa kaçması güçlü bir olasılıktır. İnsanların hem arzulamanmak istemesi hem de bundan olabildiğince kaçması oldukça tuhaftır: “Aslında beni istemiyor sadece bedenimle ilgileniyor”, “istediği şey ben değilim, benim paramın peşinde.” Birisi tarafından arzulanmak neden bizde bir kaçma isteğine sebep olur ?” Daha yakından bakıldığında, bunun esas olarak kara sevda bizi ötekinin arzusunun pasif nesnesine indirgediğinde gerçekleştiği görülür. Bazı sebeplerden ötürü bu indirgeme hem kadın hem de erkek için bir tehdittir. Bu, kadın ve erkek arasında fantazileri açısından yukarıda bahsedilen farklılıkların yanı sıra, cinsiyeti aşan temel bir benzerliğin de olduğu anlamına gelir. Herkes sevilmeyi talep eder ancak aynı zamanda ötekinin arzusunun pasif nesnesine indirgenmeyi tahammül edilemez bulur.

 

(Yalnızlık Zamanında Aşk, Paul Verhaeghe, Axis, 36)