Eve Dönüşler

“Doğumun berbat bir olaydı.
Evet, hatırlamadığım için, affet beni.”

Oğulları Gustav’ın kaybolmasıyla birlikte onun öldüğüne inanan anne ve baba, bir gün oğulları Gustav’ın geri dönüşü ile hayatlarının artık normale döndüğüne inanmaya başlarlar.

Yazan: Fredrik Brattberg
Çeviren: Ferdi Çetin
Yöneten: Kemal Aydoğan
Sahne tasarımı: Bengi Günay
Işık tasarımı: İrfan Varlı
Müzik: Dengin Ceyhan
Oynayanlar:
Nalan Kuruçim
Caner Cindoruk
Alper Şimşek

PROVA NOTLARI

06.09.2022

günaydınn,

Eve Dönüşler’in prova sürecinin ikinci yarısına gelmiş bulunmaktayız. Öncelikle ilk iki haftayı özetleyelim. Temmuz ortası güzel bir okuma provasıyla başladık Eve Dönüşler’e. Oyun üzerine uzun uzun konuştuk, sabahları kahvemizi içip Chekov tekniği ile bir güzel ısındık; hareketin potansiyelini, akışkanlığı-keskinliği uzun uzun araştırdık. Üstüne sahneleri çalışmaya başladık, komedi oyunu olunca provada tutamadığımız kahkahalarımızla birlikte iki hafta dolu dolu çalıştık.

 

Yaklaşık bir aylık aramız 5 Eylül haftasında son buldu, güzel bir sonbahar günü eve döndük, havanın ve bulutların müthiş olduğu serin bir sabahta, saatler 11.00’i gösterirken Büyük Salon’a giriş yaptık. Sevgili Yasin Yürekli ile önceki günün ısınması üzerine sohbet ederek provaya başladık. Hemen ardından bugünkü ısınmamız için alana geçildi. Temmuz ayında kullandığımız Chekov tekniği yerine Clown ile ısınıyoruz bu sefer. Hareket ederken vücudumuzda olan biteni anlamaya çalışıyoruz, nesnelere ve dünyaya ilk kez görüyormuş gibi bakıyoruz, oyun ve enerji seviyeleri arasındaki bağı anlamaya çalışıyoruz, keyifli bir prova oluyor. Yasin’in suluğunu ısınmada az kalsın feda ediyorduk fakat sanat uğrunda her şey olabilir diyor, ısınmanın ardından minik bir çay molası veriyoruz. 13.20’de salona girip ilk dört sahneyi çalışıyoruz. Bol kahkahalı provaları ne özlemişiz! Sahneleri şöyle bir akıttıktan sonra oyun süresi üzerine Caner ve K.A.’nın okuma provasında girdiği iddia geliyor aklımıza. Kim alır üzerine çıkarımlar yapıyoruz. Rekabet sürüyor, bahisler açık, kazananı öğrenmek için notları takipte kalınız efenim.

 

15.00’te bugünlük paydos diyor, yemek yiyip günü kapatıyoruz.

Görüşmek üzere!

ayşe sinem

 

07.09.2022

selamlar,

Bu sabah İstanbul’da yine serin ve çok güzel bir hava var-sonbaharı çok seven biri olarak tüm notlarda havanın güzelliğine dikkat çekeceğim-. Saatler 11.20’yi gösterirken salona girip ısınmaya başlıyoruz. Isınma egzersizlerimiz çok keyifli geçiyor, doğru bir fiziksel hafıza inşa etmeye çalışıyoruz. Bedenimizin analizini yapabilmeyi keşfediyoruz; bedenimiz nesneyle, doğayla etkileşime geçtiğinde nasıl reaksiyon veriyor üzerine bir bakış ve analiz geliştirmeye çalışıyoruz.

 

Isınmada geçen bir terim: mim, hareketi içinde barındıran her şey

 

Biraz çalıştıktan sonra bu üç günün etkileri üzerine konuşuyoruz, daha akışkan ve daha özgür hissettiklerini vurguluyor Alper, Caner ve Nalan. Bugün diğer günlere ek olarak clown burnu taktık, bu en küçük maske olarak da nitelendirilebilen bir şey. Aynı zamanda gündelik dışı ve ısınmalarda sürekli vurgulanan “aptal olma hali”ne ve absürtlüğe yaklaştıran bir araç. Rasyonel aklımızla, performansa dair ne olduğumuza ya da ne olabileceğimize dair bir fikir yürütebiliyoruz fakat burada o rasyonelliğin yarattığı sınırları aşmaya ve keşfetmeye çabalıyoruz, diyor Yasin. Biraz daha çalıştıktan sonra ısınmanın en keyifli yerlerinden birine geliyoruz: Oyuncular burunlarıyla birlikte bize numaralarını gösteriyor. Caner elindeki sigarayı kaybediyor, Alper eliyle dokunmadan dudağını çekiyor, Nalan da numarasızlık üzerine bir clown’ın kendi olma halini gösteriyor bize. Böyle güzel bir kapanış yapıp minik bir araya çıkıyoruz. 13.20’de salona tekrar giriş yapıyoruz. Önceki gün çalıştığımız yerlerin üstünden geçip beşinci ve altıncı sahneye yoğunlaşıyoruz. Oyunun komedisini çıkaran unsurlardan birinin eylemi geciktirmek olduğunu vurguluyor K.A. Isınmada bahsettiğimiz aptal olma haline benzer bir hava hâkim oyunda. Sürekli eylemi söylemek fakat aksiyona geçememek var, Beckett benzeri bir durum aslında. Beşinci ve altıncı sahneyi çalıştıktan sonra provayı sonlandırıyor, yemeğe çıkıp günü kapatıyoruz.

Görüşmek üzere,

ayşe sinem

 

08.09.2022

merhabalar,

Saat 11.00, ben evdeyim çünkü bu akşam Hayat Seni Çok Seviyorum prömiyeri vaaağğr! Orada da çalıştığım için bugünlük Eve Dönüşler’e gitmedim, bu yüzden bu prova notu tahminlerden oluşacak. Şimdii, saat 11 dedik. Herhalde büyük salona giriş yapılmış, ısınma için hazırlanılıyordur. Isınmada kesin düne göre daha çok eğlenilmiştir, oranın keyfi artarak ilerliyor çünkü. Mini bir çay-kahve molasının ardından çalışılmaya başlanmıştır. Muhtemelen 7. ve 8. sahneler üzerinde durulmuştur. K.A. her zamanki gibi enerjiktir, Alper ısınmayla prova arasında şahane müzikler açıp herkesi dinlendiriyordur. Öğle yemeği saati geldiğinde provayı bitirip önce yemeğe, ardından da akşamki prömiyeri izlemek için tiyatroya geçiliyordur. Ben de tam bu noktada ekibe dahil oluyorumdur.

 

**Sonradan öğrendiğime göre ısınmada duvara tırmanılmış, bunu kaçırdığıma inanamıyorum. Onun dışında tahminlerim tutmuş, öngörümü tebrik edip notu sonlandırabiliriz diye düşünüyorum.

sevgiler,

ayşe sinem

 

09.09.2022

selamlarr,

Az önce provada tuttuğum notlar yanlışlıkla silindiğinden her şeyi baştan yazıyorum. Bilgisayarda yazı yazarken kaydetmeyi unutmayalım diyip bir kamu spotuyla giriş yapmış oluyorum böylece.

Dün akşam harika bir Hayat Seni Çok Seviyorum prömiyeri geçirdik, fakat duruyor muyuz? Asla. Haftanın son gününde 11.15’te Eve Dönüşler provamız için Büyük Salon’a giriş yapıyoruz. Bireysel hareketlerle vücudumuzu açıyoruz. Ardından çeşitli fiziksel hareketler yapıyoruz; başımızı, omurgamızı, ayaklarımızı, ellerimizi aktifleştiriyoruz. Bugün illüzyon yarattık; illüzyonu kullanarak yumruklar atıldı, tekmeler savruldu, saçlar çekildi, daha neleeer neler yapıldı. Her birinin bir tekniği olduğunu öğreniyoruz, partner olup “şakacıktan” dövüşüyoruz 🙂 Biz bu Clown’ı çok sevdik, ısınma nasıl geçiyor gerçekten anlamıyoruz!

Mini bir ara verip Rock and Roll pt.2 açtıktan sonra minderleri seriyoruz, akrobasi zamanı diyoruz. Amuda kalkıyoruz, illüzyonu kullanarak partnerimizin dizlerine çıkıyoruz, yoruluyor ama bol bol eğlenip gülüyoruz. Isınmanın sonunda Yasin burada yaptığımız egzersizlerin felsefesinden bahsediyor, Clown ile yaşadığımız karşılaşma üzerine konuşmaya başlıyoruz. Oyuncuların bu bir haftaya dair düşünceleri ise bu egzersizlerin çok özgürleştirici olduğu yönünde. Ayrıca, Eve Dönüşler’in içindeki o aptal ve absürt havaya clown çalışmasının çok katkı sağladığının altını çiziyorlar. Bunun yanında, harekette yaratılan illüzyonun da oyun için faydalı olduğu yorumu geliyor. Yasin’e teşekkür ediyor, molaya çıkıyoruz. Çıkar çıkmaz taze demlenmiş kahve kokusunu alınca birer kahve içip 13.35’te sahneye dönüyoruz.

Sahneye döndüğümüzde önceki akşam gerçekleşen Hayat Seni Çok Seviyorum prömiyeri üzerine biraz konuşuyoruz, ardından süre tutarak tek bir akış alıp provayı sonlandırıyoruz. Tuttuğumuz süreye göre Caner iddiayı kazanacak gibi ama ilerleyen günlerde oyun detaylandıkça anlayacağız onu 🙂 15.00’te provayı sonlandırıp yemeğe çıkıyoruz, günü ve haftayı sonlandırıyoruz.

sevgiyle kalın efenim,

ayşe sinem

13.09.2022
se-lam-lar!
Yeni haftaya harika başlıyoruz. Sebeplerinden ilki havanın müthiş olması, ikincisi ve en
önemlisi ise dekorumuzun gelmesi. Sabah dekor kurulumu başlıyor, Eve Dönüşler dünyası
yavaş yavaş kurulmaya devam ediyor. Bengi Günay elinden çıkan dekor enerjimizi
yükseltiyor, 13.15’te salona iniyoruz. Kostümler ve dekor detayları üzerine biraz konuşarak
başlıyoruz güne. Ardından ilk iki sahneyi kesmeden alıp hem ısınıp hem dekora alıştıktan
sonra sahneler üzerinde tek tek çalışmaya, sahnelerin trafiklerini çözmeye devam ediyoruz.
Gustav’ın kayboluşlarından birinde babanın anneye karşı sorgulayıcı tavrından ve yine
babanın çocuğun tüm sorumluluğu annedeymiş gibi davranmasından bahsediyor K.A. Anne
bu sorumluluktan ve aslında bir tür şiddetten kaçmak için eylemi ve sözü geciktirmeye
başlıyor, diyor. Oyunun yarısına geldiğimizde bir simit molası verip, 15.10’da yeniden
sahneye geçiyoruz.
Beşinci sahneden itibaren provamıza devam ediyoruz.
“Annenin ‘Gustav sensiz geçen bu dört hafta ne kadar anlamsızdı her şey.’ Cümlesinde
aslında bir günah çıkarma var, Gustav’ın yokluğunun yarattığı imkanlara sevinmiş olmanın
üstünü örtme çabası.”
Replikleri çözümleyerek ilerliyoruz, örneğin bu ailede bir politik doğruculuk olduğundan
bahsediyoruz. Annenin patriyarkaya itiraz edemeyen bir kadın oluşunun, Gustav ile babası
arasındaki ilişkinin, ebeveynlerin oğullarına dair şeyleri hatırlamayışlarının bir çeşit amnezi
olduğunun altını çiziyor K.A. Bunun yanında, oyunun bir sahnesini Hamlet’in bir sahnesine
benzetiyor: “Orada Hamlet diyordu çürümüş diye, burada da anne diyor.” 7 ve 8 sahneleri
birkaç kez alıyoruz, oyunun trafiğinin en yoğun olduğu yer de denebilir, Yasin’in önceki hafta
ısınmada öğrettiği illüzyon tekniklerinden de en çok yararlanılan sahneler bunlar, kendisine
bir kez daha teşekkür edelim buradan. Bir de provadayken dekorun küçük bir kısmı kırıldı,
daha ilk günden, nazar çıktı diyelim.
Eveet, günü 17.00’de bitirdik, hava püfür püfür esiyor, yemeğe çıkıyoruz.
görüşürüz efenim,
ayşe sinem

14.0.2022

günaydınn,
Bugün 12.20’de sahneye giriş yaptık, minik bir hâl hatır faslının ardından oyunu
çözümlemeye devam ederek provaya başladık. Anne-baba-çocuk arasındaki hiyerarşiden
bahsettik, oyun dünyasında her şeyin babadan ve erkekten yana oluşuna değindik. Oyunun
ana temalarından birinin ölü bir burjuva aile olduğundan bahsetti K.A. – buradaki burjuva
kelimesi bir sermaye sınıfı değil kentli anlamında- . Dün politik doğruculuk üzerine
konuşmuştuk, bugün de buna ek olarak anne-babanın içten içe hissettikleriyle dışarı
yansıttıkları şeyin tamamen farklı olmasının bu politik doğrucu tutumun bir göstergesi
olduğundan bahsediyoruz. Anne üzerinde duruyoruz, annenin çalışmıyor oluşu, ev içi emeği,
erkeğe karşı tavrı ve tutumu üzerine konuşuyoruz. Bu hikâyede kimse masum değil fakat
annenin ezildiğinin bilincine varamaması da kasıtlı bir durum değil. Anne hayatını masum
olmamak üzere yaşamıyor, o yalnızca alıştığı hayatı yaşıyor. Aslında üçü de kendi alıştıkları
hayatları yaşıyorlar. Bilerek kötü veya iyi değiller. Anne, baba-erkek tarafından kendine
biçilen görevleri hemen kabulleniyor, bir feminist itirazı yok, burjuva dünyasında olağan bir
hayat yaşıyor ailemiz. Suzy Storck oyunundaki Suzy ile buradaki anneyi karşılaştırıyoruz, bu iki
oyun da benzer bir sosyolojide geçiyor fakat Suzy Storck’ta var olan mekanizmayı sorgulayan
bir bilinç seviyesi var, bu oyundaysa kimse hiçbir şeyin bilincinde değil. İki Kişilik Hırgür
oyununda da benzer bir durum var fakat orada bir savaşa kayıtsızlık var, mermiler evlerine
gelince fark ediyorlar bir şeyleri. Eve Dönüşler’de ise kayıtsızlık hali olağan hayata karşı.
Kendi hayatlarını yaşamaya çalışan anne baba bir çocuğu yok ederek kendilerine alan
açıyorlar, çocuğu yok sayarak yapıyorlar bu işi, yani üç kişiye birden özgürlük kuracak bir
yöntem tasarlayamıyorlar. Bunlardan bahsettikten sonra tekrar anne-baba ilişkisine
dönüyoruz. Anne çocuğunun geri gelmesinden ziyade babanın hayata dönmesini istiyor.
Çünkü anne babasız bir hayat kuramıyor, güçsüzlüğünün farkında değil. Derinlerde bir yerde,
anne çocuğunun gitmesinden haz duyuyor. Çocuk gittikçe annenin arzuları güçleniyor çünkü
yaşamak istediği çocuksuz bir hayat var. Bütün bunlara değinmemizin sebebi aslında
cümlelerin motivasyonlarını bilmek. Günlük hayatımızda bilinçaltı süreçlerimizi fark
edemeyebiliriz ama tiyatroda bir karakterin bilinçaltını konuşabiliriz ve kurabiliriz, diyor K.A.
Buradan hareketle, cümlelerin altını doldurmanın ve doğru motivasyonla söylemenin önemli
olduğunu vurguluyor. Konuşa konuşa ilerliyoruz sahnelerde. Örneğin anne ile baba
arasındaki iletişimsizlikten bahsediyoruz. Hiç kesişmiyorlar, muhabbetleri hiç ortaklaşmıyor,
tek bir an hariç. O anı da oyuna geldiğinizde anlayacaksınız efenim, her şeyi buraya
yazamayız 🙂
14.45’te bir ara verdik, ardından yukarıda bahsi geçen konulara değine değine provamızı
sürdürdük, 17.00’ye kadar oyunun tamamını almış olduk. Provada Gustav karakteri yemek
yedikçe acıktık, günü kapatıp yemeğe çıktık.
görüşmek üzere!
ayşe sinem

 

 

BASINDA ÇIKANLAR