Edouard Louis

Édouard Louis, 30 Ekim 1992’de doğdu ve Hallencourt’da büyüdü. Longpré-les-Corps-Saints’deki Collège des Cygnes’de eğitim gördü ve daha sonra Lycée Madeleine-Michelis d’Amiens’de tiyatro bölümüne girdi. 2008’den 2010’a kadar Amiens akademisinin Lise Yaşamı Ulusal Konseyi temsilcisi olarak görev yaptı, ardından Picardie Üniversitesi’nde tarih okudu ve burada Didier Eribon tarafından keşfedildi.

2011’de l’École normale supérieure de la rue d’Ulm’e dinleyici öğrenci olarak girdi. Burada lisansının üçüncü yılını tamamladıktan sonra yüksek lisans yaptı. 2014 yılında mezun oldu. Aynı zamanda Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales’de sosyal bilimler eğitimine devam etti.

2013’te Pierre Bourdieu üzerine yapılan kolektif çalışmanın yönetimini üstlendi. L’Insoumission en héritage, Bourdieu’nun eleştirel düşünce ve özgürleşme politikaları üzerindeki etkisinin analiz edildiği bir çalışmadır.

Eylül 2014’te Picardie Üniversitesi’nde Didier Eribon danışmanlığında “sınıfsal kaçakların güzergahları” hakkındaki doktora tezini yazdı.

En finir avec Eddy Bellegueule ve ilk çalışmaları

Arkadaşları ona Édouard demeye başladığında lisedeydi; onlara göre “Eddy” yalnızca Édouard’ın kısaltması olabilirdi. 2013’te lisede kendisine verilen bu “takma ismi” ilk ismi, Jean-Luc Lagarce’ın yazdığı Alt tarafı Dünyanın Sonu adlı oyundaki karakterin ve aynı zamanda bir arkadaşının ismi olan Louis’yi soyisim olarak aldı ve ismini Édouard Louis olarak değiştirdi.

Ocak 2014’te güçlü bir otobiyografik boyuta sahip olan romanı En Finir avec Eddy Bellegueule’i yayımladı. Medyada üzerine pek çok yorum yapılmış, yaklaşık yirmi dile çevrilmiş ve niteliklerinden ötürü büyük oranda övgü görmüş olan kitap, aynı zamanda özellikle ailesini ve kendi kökeninin sosyal geçmişini anlatış şekliyle ilgili birçok tartışmaya yol açmaktadır.

Temmuz 2014’te Édouard Louis, Geoffroy de Lagasnerie ile birlikte Libération gazetesinde Rendez-vous de l’Histoire de Blois’nin açılış konferansını yapmak üzere davet edilen Marcel Gauchet’nin katılımına karşı bir çağrıya imza attı. Çağrı sert eleştiriler ve ironik yorumlar aldı ancak kısa bir süre sonra yayımlanan bir bildiride çok sayıda entelektüel ve sanatçı tarafından desteklendi.

27-28 Eylül 2015 tarihli Le Monde’da yine Geoffroy de Lagasnerie ile birlikte “Solun entelektüelleri, yeniden hareketlenin” başlıklı bir bildiriye imza attı. Tartışmaya yol açan metin, aşırı sağın yükselişi karşısında solun sessiz kalmasını, hatta büyülenmesini kınıyor ve gerici entelektüellere bırakılan medya alanına saldırıyordu.

Genel olarak Édouard Louis, Geoffroy de Lagasnerie ile birlikte düzenli bir şekilde politik alana müdahale etmektedir. 2016’da Manuel Valls’a açık mektup yazarak onu terörizmin nedenlerini anlamaya çalışmamakla suçladılar. Ayrıca Ekim 2015’te, göçmenlerin insan haklarına daha saygılı bir şekilde karşılanmasını savunan “Appel de 800”ün imzacılarındandı ve bu gerekçe ile Paris, Louxor’da düzenlenen basın konferansına Laurent Cantet, Arnaud Desplechin, Catherine Corsini, Rachidna Brakni ve daha pek çok sinemacı, sanatçı ve entelektüelle birlikte katıldı. 2015’te Les Inrockuptibles dergisi tarafından her alanda “kültürü yeniden inşa eden yüz yaratıcı” isim arasında gösterildi.

Şiddetin Tarihi ve Babamı Kim Öldürdü

Histoire de la violence’da (Şiddetin Tarihi) (2016), Édouard Louis şiddetin kökenleri ve nedenlerini analiz etmek için bir Noel akşamı maruz kaldığı cinsel saldırıya başvurur. Bu kitabında, kendisine saldıran Reda’yı, çocukluğunu, içine doğduğu yoksulluğu ve aynı zamanda Fransa’nın sömürgeci tarihini hatırlayarak şiddeti anlamaya, hatta affetmeye çalışır: “Affetmek, insanları sorunun dışında bırakmak, nedenleri kişilerden başka yerde, (…) onlardan daha büyük tarihsel güçlerde aramak anlamına geliyorsa, evet, bununla bir sorunum yok ve affediyorum.” Bunun üzerine Édouard Louis tarafından kayda geçirilen saldırı dosyasının soruşturulması kapsamında, savcılık olayın “cinsel saldırı” olarak yeniden sınıflandırılmasını talep eder. Le Monde tarafından “çok güçlü ve sarsıcı”, Les Inrocks’a göre “ilk romanından bile güçlü” diye değerlendirilen kitap, aynı zamanda ciddi saldırılara maruz kalır; özellikle yazarın şiddet konusunda “rahatlığından” söz eden Marianne dergisi tarafından. Libération’da Philippe Lançon “tarzın ağırlığı” yönünde bir eleştiri yapar. Slate.fr gazetesinde yazar ve Éric Ciotti’nin danışmanı olan Jérémy Collado ise romanı sosyolojiye bir şantaj ve “aşırı determinizm” ve “entelektüel saçmalıkla” dolu “prolofobi kokan bir otokurgu” olarak değerlendirir.

Mayıs 2018’de Édouard Louis üçüncü kitabı Babamı Kim Öldürdü’yü yayımladı. Bu hikâyede Picardie’yi terk ettiğini, bir iş kazası sonucunda korkunç acı çektiğini ve sağcı Ulusal Cephe’ye oy vermeyi bıraktığını öğrendiğimiz babasıyla ilişkisine döner. Bu çalışma, daha öncekiler gibi farklı şiddet biçimlerini ele alır: elitlerin savunmasız olan sosyal sınıflar üzerinde kurduğu politik hâkimiyetin şiddeti, erkek egemenliğinin acı mağdurları ve hatta acı failleri üzerindeki şiddeti, bir baba ve oğlu arasındaki sessizliğin şiddeti, homofobi şiddeti. Kitap, politikanın şiddetine karşı suçlamalarla sona erir ki bu durum yazara göre ancak en korunmasızları etkilemektedir. Babasının bedenini mahvetmekle sorumlu gördüğü bir politik hikâye üzerinden verdiği isimler, metnin tamamının küçük bir bölümünü kaplamasına rağmen, eleştirmenlerin en çok odaklandığı kısımdır.

RSA’yı getirdiği için suçlanan Martin Hirsch birkaç ay sonra Comment j’ai tue son père’i (Babanı Nasıl Öldürdüm) yayımlayarak kurgusal bir biçimde ona yanıt verdi.