Tanrıdan Öğrendiğim Şeyler
-Nereden buldun burayı sen? Bir de buraya gömülecekmişmiş.
-Kaçtın mı sakin yerlere kaçacaksın.
-Öyle sakin ki…Dünyadan kopmuş boşlukta sürüklenen bir yer kabuğu gibi. Ne düşüyor, ne sabitleniyor bu kara parçası. Takip edemiyorsun tabii haliyle. Bir gün kuzeyden çıkıyor, bir gün güneyden.
Mustafa o gün hiç bilmediği bir yerde, hiç tanımadığı insanların arasındadır.
Konuşmalar bitmez, yemek asırlar sürer; kalabalık arttıkça,
öğrendiği her yeni bilgiyle tek başına yüzleşmek zorunda kalır ve
bu yolculuk onun için bir kara deliğe dönüşür.
Yazan: Aslı Ceren Bozatlı
Yöneten: Timur Acar
Oynayan: Onur Şirin
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Yönetmen Yardımcısı: Alper Şimşek
PROVA NOTLARI
30.10.2023
Bugün moda sahnesinin henüz açılmamış kepenginin karşısında sabah serinliği var. Art arda iki motor sesi. Üst sokaktan Onur, alt taraftan Timur geliyor. Arka arkaya park ederlerken fark ediyorum ki bugün aramızda yeni biri var. Normalde tersi olmasıyla alıştığımız Onur, bugün baba rolünde. Arçil de gelmiş yanında.
Önceki provalardan farklı olarak küplerle değil, önceki günden orada bırakılmış sandalyelerle kuruyoruz sahneyi. Daha iyi oldu diyoruz. Aslı da katılıyor ve Arçil’in oyuncaklarının masanın üstüne dökülmesinin sesiyle prova başlamış oluyor.
Dört günlük aranın oyunu özlettiğini fark ediyoruz ve fazlasıyla eğleniyoruz. Arçil’se pek eğlenmiyor, fazlasıyla sıkılıyor.
Araya çıkıp Sare’nin doğum gününü kutluyoruz ve hemen provaya dönüyoruz. İlk epizotun ezberini kuvvetlendirip ikiye atlamadan noktayı koyuyoruz. Her şey, her gün daha güzel oluyor.
06.11.2023
Provalar ardı sıra uzanırken fikirler bazen doğmaya, bazen saklandıkları yerlerden çıkmaya ve bazen çürümeye devam ediyor. Hepsinden de memnunuz. Bırakabilmek de tutabilmek kadar değerli. Soru işaretlerinden beslenerek yürüyoruz. Sorularımızdan biri gidenler, gitmek zorunda bırakılanlar hakkında. Herkes giderken kendini de gittiği yere götürmek zorunda.
Peki büyümenin tek yolu babanı öldürmek miymiş?
12.11
Yağmurlu bir sabah. Havanın soğukluğunu provayla ısıtıyoruz. Arçil yeniden bizimle. Bu sefer yanında yeni oyuncaklar getirmiş. Bizim de yeni oyuncaklarımız var. Hepsini seriyoruz ve başlıyoruz.
Oyunu iyice olgunlaştırmışız. Provalara erkenden başlamamızın değerini anlıyoruz. Sonraki adımları atmanın heyecanını içimizde tutarak bir haftalık ara veriyoruz.
Şimdi artık keyifli günler geçti, daha keyifli günler bizi bekliyor.
01.12.23
Prömiyer 29 Aralık. Son düzlüğe giriyoruz. Timur şöyle diyor: “Ateşini açtık, pişmesini bekliyoruz.”
Güzel kokular gelmeye başladı bile. Nazikçe karıştırıyoruz ki istemeden dibi tutmasın. Baharatlar için eskicileri dolaşmaya çıkıyoruz. Koltuğumuz gelse de artık tuzunu atıversek.
“Ama bugün konu bu olmamalı Regaip Teyze. Bu nasıl bir lezzet?”
19.12.23
Sinema salonuna iyice alışmıştık ama prömiyer yaklaşınca veda vakti geldi. Oyunu oynayacağımız stüdyo sahneye geçiyoruz. Dekor neredeyse hazır. Müzik keza, öyle. Afişimizi de bugün asacağız. Her şey yavaş yavaş yerini buluyor ve bitirmeye bu kadar yaklaşmış olmanın heyecanıyla devam ediyoruz.
Buraya alışmamız da çok sürmüyor. Ardı ardına akışlar alıyoruz. Çıkarılan notlar oyun yaklaştığı için her zamankinden daha değerli duyuluyor.
“Sen daha dur oğlum, bunlar daha neler katacak üzerine gün geçtikçe.”